11 Haziran 2017 Pazar

ARABAYLA BANSKO-SELANİK-KAVALA- 2017

                          

 

Gönül sömestrde bir kayak tatili ister. Bembeyaz karlarda yürümek ister. Şömine başında yöresel yemekler ister. 

 

İşte bunun için 2 yıl sonra tekrar Bansko yollarına düştük. 


Aslında bir daha gidersek planımızda İpsala'dan çıkıp gitmek vardı ama bir sabah kendimizi yine Kapıkule'de bulduk:) Bize araçlarıyla arkadaşlarımız da eşlik ediyor.


Sınıra gelince ne görelim, 22 DR plakalı bir sürü araç bizden önce gelmiş, pasaport kuyruğuna girmiş:) Biraz bekledik, pasaport kontrolünden geçtik. O sırada bir gişede satılan yurt dışı çıkış pulunu aldım (Kişi başı 15 TL).


Bu Kapıkule'den 4. çıkışımız. Yeşil sigortanın biraz ilerideki Duty Free alanında olduğunu biliyoruz. Hemen oaraya geçtik ama o da ne, yok!


Kışın yeşil sigortayı yapan acentayı ilk girişe, gişelerin oraya almışlar. Ama hiç işaret, levha da koymamışlar. 


Eee, pasaport kontrolünden de geçtik, nasıl geri döneceğiz, dedik. Boş bir sıradan dörtlüleri yakarak geçin, dediler. 


İlk noktaya geri döndük. İç kısımda bir bina. "Neden tabela koymadınız" diye sorduk, söylemişler ama "gerek yok" cevabı almışlar. Orada işlemlerimizi yaptık. 

 

Biz otomobil için 15 günlük sigortayı 53 €'ya yaptırdık. Daha önce 63 € idi. Kur artınca meblağı düşürmüşler, TL olarak aşağı yukarı aynı. Arkadaşlarımızın aracı ticari sınıfta olduğu için onlar daha fazla ödedi. Kredi kartı kabul ediyorlar.


Bulgar tarafına geçince şu tekerlek yıkayan havuzdan geçiyoruz yine: 3 €


Sınırdan problemsiz geçip aşina yollara başlıyoruz.



İlk iş vignet almak. Bunun için ilk benzin istasyonunda durup vignet (1 haftalık 15 Leva) ve mazot alıyoruz.


Bu seyahatte de 1 €=1.94 Leva.


Yemek yemek için tek uygun yer Mc Donald's. Plovdiv doğu çıkışını geçtikten az sonra. Menüler 7 Leva. Wi-fi de var. Dinlenip devam ediyoruz. 





Artık bu yolların kurdu olan eşim her ne kadar kestirme diye köy yollarına dalsa da:) döne döne dağ yollarını aşıp Bansko'ya varıyoruz. 


Yolda köy isimleri tanıdık: Doğanoba (b'leri v okursak Doğanova), Belova, Yürükova. Köylerde camiler var. Yollarda kardan kaynaklı bir problem yok. Ama dağa tırmanmak zor tabi.





 Balcılar çalışmaya devam:)




 


Dağın kenarından ince bir dekovil hattı gidiyor. İstasyonlar bunun için. 


Rezervasyonumuzu Belmont Hotelden yapıyoruz. Hem merkezi olması hem de havuzu olması nedeni ile tercih ediyoruz. Bir gece 53 €.


Bize daha önce kaldığımız odayı verdiler. Çatı katında. 2+1. Dağ manzarası ile harika.





Rezervasyonu bir gecelik yaptık. Yarına bakalım...


Akşam üstü oldu. Bugün bir şehri gezelim yeter. Sonra da yemek yeriz. İlk akşam Tripadvisordan seçtiğimiz bir yer var:Steak House Lazur






Şehir merkezinden Banya yönüne doğru çıkarken hemen solda, yol üzerinde. Yan tarafa park etmemize yardım ettiler. 





Yemek siparişlerimiz kuzu ağırlıklıydı. Patatesle servis edildi. Salon da sunum da oldukça şıktı. Hesap da uygundu. Ama beyler buradan memnun kalmadılar.


Daha önceki gezimizde çok beğendiğimiz Salt&Piper da kapanmış, yerinde bir meyhane vardı. Yemek işi önemli, bakalım ne yapacağız?


Yemekten sonra Pistin başladığı (ya da bittiği:) yerin hemen sağındaki marketten kahvaltılık bir şeyler alıp otele dönüyoruz.


Doğru havuz. Ama eşim havuzun renginden rahatsız. Temiz olmadığı belli. Az sonra çıkıyoruz zaten. Böylece rezervasyonu uzatmayacağımız da belli oluyor. 


Wi-fi sadece lobiden çektiği için lobide Bookingten otel bakıyoruz. Banya bölgesinde  bir spa otel var: Seven Seasons Hotel.


Kahvaltıdan sonra kayak kiralamaya geçiyoruz. Daha önce gittiğimiz yer Gondolanın bir arka sokağındaki dükkan. Oğlum ve kızım için kiralamayı yapıp piste gidiyoruz. 


Çocuklar için baby lift artık kesmez. Onları arabayla birkaç kilometre çıkarıyoruz. Oradan da vınnn....






Pistte kayanlar, yürüyenler, çocuklar, köpekler... 


Aşağıdaki otoparkta çocukları karşılayıp tekrar yukarı çıkarıyoruz. Yorulana kadar...


Öğle yemeği için aklımızda bir yer var:





Bunu şimdi okuyamadım. Eşim gelince adını sorayım:)  Banya yolunda sağda.


Bulgar mutfağı Bababuna imiş:) 


Daha önce de öğle yemeklerini buradan yemiştik.  Servisiyle pratik.





Yukarıdaki tepsideki fırın makarna şekerli. Tatlı büfesinde sunuluyor. Biz sevdik.






Bunlar da kahvemize eşlik eden tatlılar:)








Her öğlen burada yediğimiz için resim çok:) Wifi de var. Böyle 4 kişilik yemek ortalama 20-25 Leva.


Yemekten sonra otele giriş yapıyoruz. Otel bomboş bir beyazlığın ortasında. Oda+kahvaltı bir aile 51 €.


Odaya yerleştikten sonra tekrar pist.






Biz kaymıyoruz ama denedik, kayabiliyoruz:) 


Çocukları beklerken ormanın içindeki bu alanda dolaşmaktan büyük keyif alıyoruz. Zaman çabucak geçiyor. Alan zaten milli park. 


Hava genelde 0 derece civarı. Üşütmüyor. 


Akşam otele dönünce yorgunluğu havuzda atıyoruz. Havuz vaadedilen sıcaklıkta değil. Çocukları hemen duşa gönderiyoruz.


Artık yemek zamanı. 


Beyim Tripadvisorde Dobrinishte kasabasında bir yer bulmuş. Otelimize 7-8 km. Navigasyona caddesini yazdım. Benzin istasyonundan sağa devam etmemizi söyleyen eşimi dinlemeyen Tomtom, bizi soldan götürerek caddenin sonuna çıkardı. Oysa restoran 1 numarada. 


Arkadaşlarımız benzin istasyonuna kadar bilen eşimin buraya daha önce geldiğini düşünüyorlar. Ama değil, sadece dersine iyi çalışıyor:


Restoran Makedonska Krachna


Makedon mutfağı ama değişik mutfaklar da var. 




Ahşap ağırlıklı, şömine ile aydınlatılmış, garsonları güleryüzlü bir yer. 


Canlı müzik de var. Hatta Türk olduğunuzu bilirlerse klarnetle Türk şarkıları çalıp söylüyorlar. Herkesin bayıldığı bir yer oldu. Bundan sonra akşamları hep buraya gelelim, dediler. 





Bu susamlı tavuk çok beğenildi. Evet bu bir porsiyon:)






Üsküp salatası (Skopska salad). Ohrid'den beri yememiştik.







Hımmm... Bu ne çorbasıydı bir sorayım:)


İşkembe çorbasıymış.

 

 

 

Yukarıdaki de meşhur Çerkez yemeği Kaçamak. Menüde de aynen bu adla yazılmıştı.


Çalışanlar da güleryüzlü. Ne yapıp edip bize mutlaka bir yer buldular.


Fiyatlar oldukça uygundu. İlk gece 4 kişi 90 Leva (45 €) ödemişiz. Porsiyonları görünce 2. akşam siparişleri azaltıp 65 Leva ödemişiz. En son gece de 50 Leva ile ayrılmışız:)

 





Sabah otelde kahvaltı vasat. 


Bansko'da küçük bir Metro market bulduk. Arkadaşlarımız birkaç hediyeliği buradan aldılar.


Gondolayla çıkılan tepeye arabayla çıkıyoruz. Yol temiz ve geniş.


Milli park olduğu için bölgeye girişte 3 € aldılar. Sonra arabayla biraz daha çıkıp geniş bir otoparka arabayı bıraktık.




Bansko'nun çok pisti var. Bunlar da daha zorlu pistler.





Bu tarafta hummalı bir çalışma vardı. Yarış için hazırlıyorlardı galiba.




 Yan taraflarda daha sakin yerlerde kayanlar vardı.




Yer bulamayanlar yerlere oturmuştu:)


5. gün Bansko'dan ayrılıyoruz. 


Yunanistan'a doğru yol daha güzel. Öyle virajlı dağ yolları yok. Kendimize not: Bir dahaki sefere Bansko'ya Yunan tarafından gir:)

 

Yolda Shell mola vermek için çok uygun. Kahve makinası da var, wi-fi de.



Yunan gümrüğünde çok beklemedik. Ama bir baktık yol kenarında onlarca traktör duruyor. Meğerse Yunan çiftçiler eylem yapıyormuş.


İstikamet Selanik. Gişelerde 2.40 € otoban parası ödedik. 

 

Navigasyona Atatürk'ün doğduğu evin adresini yazıyoruz. Çevre yolundan şehir trafiğine girmeden bizi hemen götürüyor:)


Evin bahçesinde Türk Konsolosluğu da var. 

 

Buraya 2. gelişimiz. Çocuklar gezerken tekrar heyecanlanıyorlar. 


 

Tüm katları ve bahçeyi dolaşıp vedalaşıyoruz. 

 

 

 

Sahil, oradan oldukça yakın. Beyaz Kule yeniden karşımızda. 



 

Merkezde bir açık otoparka arabaları bırakıp eşimin daha önceden tespit ettiği yerel bir lokantaya doğru yürüdük.


 

Küçük, sıcak, müşterilerinin Yunanlı olduğu bir lokanta.

 

Her dilden menü var. Çince bile:) Ama tek turist biziz.



 Menüden yemek seçmek çok keyifli:) 



Yemekler güzel, fiyatlar uygun.



 

Oğlumun ateşi var. Onu fazla yormayıp Asporavalta'ya doğru yola çıkıyoruz. Rezervasyonumuz Kostantinopolis Otelde. Gecelik oda kahvaltı 40 €.


 

Otelimiz hemen şehrin girişinde. Büyük konuşmamak lazım, İtalya gezisi dönüşü Asprovalta'da konaklamış, bir daha gelmeye gerek yok demiştim. Pişmanım:)


Otelimiz güzel. Karşıda deniz. Lokantasına civarda oturan Yunanlılar da geliyor.  Nitekim bize de güzel bir akşam yemeği hazırlıyorlar. 


Beyler bir keşif gezisine çıkmış ve merkezdeki restoranların kapalı olduğunu haber vermişlerdi nitekim.


Oğlum şimdi daha iyi.


Kahvaltıda ne istediğimiz soruyorlar. "Olanı getir" diyoruz:) Peynir, zeytin, söğüş çeşitlerinden başka bolca da zeytinyağında yapılmış omlet getiriyorlar. Bitirmek mümkün değil.



Arkadaşım termosa sıcak su alınca yola devam ediyoruz. Sağolsun bize her gün çay demledi:)



Önce Kavalayı gezeceğiz. Caddeler tanıdık. Önce sahilde dolaşıyoruz. 


 

 

Sonra Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın heykeline gidiyoruz. Yanında büyük bir külliye ile denize nazır. 



Kavala kurabiyesi almak için daha önceden bildiğimiz bir yere gidiyoruz. Bu sırada ters yöne girmişiz. Karşıdan gelen bir taksici camını açıp bize Türkçe "Hoşgeldiniz" deyip yolu tarif ediyor. 


Kurabiyeler de tamam:)


Şehrin çıkışında manzara şöyle:

 




Şimdi Gümülcine'ye geçiyoruz. 


Çarşı merkezinde (Camiye yakın) bir açık otoparka arabaları bırakıyoruz. Otopark görevlisi Türk.


Çarşı bizim bildiğimiz gibi:







Caminin önündeki banklarda selfie çekmeye başlıyoruz. O sırada cemaatten biri yanımıza gelip fotoğrafımızı çekebileceğini söylüyor. Böylece Mehmet Bey'le de tanışmış oluyoruz.


Kendini Yeşilin Mehmet olarak tanıtan, kültürüyle bizi kendine hayran bırakan, 70'li yaşlardaki Mehmet Beyin sohbetine doyum olmuyor. 


Bulgaristan'ın gezdiğimiz Türk bölgesinden, tarihten, güncel siyasetten, arkadaşı olan rahmetli Sadık Ahmet'ten konuşuyoruz. 


En son bize köşedeki dükkandan Türk kahvesi alıp hediye ediyor, vedalaşıyoruz.





Çukur Kahve'nin karşısındaki pastaneden de Kavala kurabiyeleri alıyoruz (Daha ucuz). Çukur Kahvede de çay söyleyip paketin birini yiyoruz. Çaylar oldukça pahalı. Küçücük bardak 2 €.


Artık sınıra oldukça yakınız. 



Yunan tarafındaki duty freeden alışveriş yapıyoruz. Kızımla kozmetik bölümünden ayrılamıyoruz:) 

 

Yurda giriş yapıyoruz.





Bizim gümrükten 4 aşamada geçiyoruz. Tırlar bize yol veriyorlar sağolsunlar.


Ve yola devam...


NOTLAR:

1-Kesinlikle bir dahaki sefere Bansko'ya Yunan tarafından git. O dağ yolları bir daha çekilmez.


2-Bu tatilde toplam 1000  € harcamışız. Yemeği biraz abartmış olabiliriz:)


3-Banya bölgesindeki spa otelleri daha iyi araştıralım. 


4-Yaz tatili dönüşü yolumuzu yine Asprovalta'ya düşürelim:)

  

*İlk Bansko gezimiz de burada:)


*Son Bansko seyahatimizi de buraya ekleyelim:)