17 Haziran 2023 Cumartesi

ARABAYLA BANSKO-SELANİK 4 (2020)


2019 yılı yurt dışı seyahati açısından oldukça verimsiz geçti. iki çocuğumuzun da sınav yılı olması, tercihler, kayıtlar, yabancı dil muafiyet sınavı, sağlık sorunları derken elimizde pasaport İstanbul'dan geri döndük. Kışın da yine çocukların eğitim kampları nedeniyle tatili pas geçmiştik.

Neyse, sağlık olsun diyelim ve 2020'nin ilk olduğunu bildiğimiz ama pandemiden dolayı son olduğunu bilmediğimiz tatilimizi anlatmaya başlayalım.    Bansko artık ülkemizde çok popüler oldu. Bizim de 4. Bansko tatilimiz. Bulgaristan'dan iki defa girerek gittik. yol oldukça zorlu.

Bu sefer de yine Yunanistan'dan girerek daha kolay yolu tercih ettik. Tek dezantajı, 2 sınır geçmek.

Gelibolu'da konaklayıp sabah İpsala Sınır Kapısına geldik. Girişte aracımıza 15 günlük yeşil sigorta yaptırdık. Bunun fiyatı Euro bazında hiç değişmiyor. Bir makinadan da 4 tane yurt dışı çıkış pulu aldık. İşlemlerin ardından Yunan sınırına geldik. Ondan sonra bildiğimiz yollar. Epey bir otobandan gideceğiz.




  Dedeağaç, Gümülcine, Kavala derken birkaç gişeden geçerek yol alıyoruz.




 Bu gişelerden birkaç tane geçerek otobandan ayrılıp kuzeye yöneldik. Bu yolda daha önce Drama'yı gezmiştik. Bu sefer direkt Bansko'ya gidiyoruz.



                 

Bu Bulgar gümrüğünü geçince hemen kenardaki konteynerden 10 günlük vignet aldık. Bu elektronik vigneti hemen almak lazım.


Otelimiz daha önce de kaldığımız Razlog bölgesinde. Fakat eşim otelin Booking'ten ayrıldığını söylediği için kapıda rezervasyon ve ödeme yaptık. Hatta bize aynı odayı verdiler. 

Erken yola çıkınca gün bitmedi. Bansko'ya gelip arabayla pistlere çıktık. 




Akşam yemeği için yine daha önceden gittiğimiz ve çok sevdiğimiz Dobrinishte kasabasındaki Makedonska Krachma Restorana gidiyoruz. Buranın yemekleri ve ambiyansını çok seviyoruz. Yemekleri genelde karışık söyleyip çoğunun tadına bakmaya çalışıyoruz.



  Tabi burası Makedon mutfağı olduğu için Shopska Salat olmazsa olmaz.




Burada da sebzeli pilav ve mantarlı lahana sarması var.

Otelimizin altında yöre sakinlerine de hizmet veren bir bar-kafe var. Sabahları işe gitmeden önce kahveye uğruyorlar. Bizim kahvaltımız da oldukça güzel.




 Razlog'dan Bansko merkeze doğru yol alıyoruz.




Tabi Bansko merkezde çok otel var ama biz daha sakin ve havası temiz olduğu için yakındaki bir kasabayı tercih ediyoruz. Merkezdeki oteller turla gelenler için daha uygun olabilir. Biz nasıl olsa araçla geldiğimiz için hem oteli hem de restoranı uzaklardan seçebiliyoruz:)

Çocuklar için kayak kiralama işini, her zamanki Gondolanın başladığı caddenin bir arkasındaki yerden yapıyoruz. 

Kayakları bagaja atıp arabayla tırmanıyoruz.




Küresel ısınmanın etkisi olsa gerek, yol kenarlarında hiç kar yok. Belki akşam pistte de yapay kar kullanmışlardır.




 Bu nokta, bir ara nokta. Çocukların ısınması için uygun bir mesafe. Onlar aşağı doğru kayarken biz de arabayla indik. Birkaç turun ardından öğlen yemeğini çok da uzakta olmayan, ev yemeklerinin yer aldığı geniş bir büfesi olan self servis restoranda yedik. Tepsine alıp yemek, zaman açısından oldukça pratik. 




 Çocuklar öğleden sonra da kaydılar. Akşam eşim bizi Dobronishte kasabasında gezdirdi. 




Tabi akşam yemeği yine Makedonska Krachma'da. Fikir versin diye menüden bir sayfa paylaşalım:



                                            




Buradan otelimizin de olduğu Razlog'a geldik. Çok güzel bir kafe-restoran var burada: Cafe Di Papi. Tatlıları da burada aldık.




    Ertesi gün de aynı rutinde iyi vakit geçirdik.




 Bu sefer daha yukarılara çıktık. Burası milli park olduğu için ücret ödeyerek çıktık. Burada daha zorlu pistler var. Şampiyonalar burada düzenleniyor. Sanırım en kalabalık nokta, burası.




Oğlumuz buradan Bansko'ya kadar kaydığında artık günü bitiriyoruz.

Bansko'da 4 gün kaldık. Diğer 2 günden bazı fotoğraflar paylaşarak gezinin bansko ayağını bitireyim:)









  Selanik, Bansko seyahatlerimizin değişmez bir ayağıdır. 




 Eşim bizi sahil yolundan Atamızın doğduğu eve bir kere daha götürdü. Karşımızda Beyaz Kule. 


  Bir daha ziyaret etmiş olmaktan çok mutluyuz.





Birkaç bina ileride daha önce dikkat etmediğimiz ev yemekleri yapan bir lokantaya girdik, oldukça iyiydi.





 Yemekten sonra tekrar sahile indik. Beyaz Kule, şemsiyeli meydan, çok güzeldi.


    
     
  Akşam, ılık bir havada gezmeye devam ettik.


  Aristo Meydanı






 Akşam yemeğini, çarşı merkezinde, genellikle yerel halkın geldiği bir tavernada yedik. Daha önce de yemiştik burada.

    
Eşim, şehir merkezinde çok güzel bir stüdyo daire bulmuş bize. Çok rahat ettik. Aldığımız tatlıları yiyecek yerimiz yok:)


Sabah dönüş yolunda Dedeağaç'a uğradık. Yol üzerinde birer gyros yiyip devam ettik.


    
 Bu yazıda fiyat yazmadım. Daha önce bu güzergahı yazarken fiyatları yazmıştım. Aşağı yukarı oteller de yemekler de aynı. Diğer yazılar bir fikir verebilir:)

Bu arada Yunan-Türk sınırı arasındaki duty-free, en çok alışveriş yaptığımız yer. Burada hem kendinize hem de yakınlarınıza güzel, uygun şeyler alabilirsiniz.

Artık dönüyoruz...










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder